9 Mart 2017 Perşembe

Berliner


Çocukken en sevdiğim çörekti hala da öyle sanırım. Aslında yapması çok kolay, sadece hamurun ön mayalanmasını beklemeniz gerekiyor. Kızartması ise sadece beş dakikanızı alıyor, içlerini doldurup tabaklara servis yapmanız da. Sevdiklerinize güzel bir sürpriz yapmak istiyorsanız bu tarif tam size göre.

Bu tür mayalı ve şekerli hamurla yapılan tariflere farklı bölgelerde rastlamak mümkün. Berliner Almanlara özgü içi marmelat ile doldurulmuş bir çörek, Amerika'da çok sevilerek yenilen donutlar bu çöreklerin hemen hemen aynısı. İngiltere'de buns, Polonya'da pączkiRusya'da ponchiki, Çekoslovakya'da koblihy, Finlandiya'da munkki aynı çöreğe verilen farklı isimler. Neden bu kadar çok sevildiğini anlamak zor değil. Hafif tatlı ekşi bir lezzeti olan yumuşacık hamur, marmelatla birleştiğinde ağzınızda bir şölene dönüşüyor.



Malzemeler:
250 gr un
15 gr taze maya
30 gr toz şeker
60 gr tereyağ
120 ml süt
1 yumurta
2 gr tuz






Mayayı oda sıcaklığında süt veya suyun içinde eritin. Un, şeker, tuz, mayalı karışımı ve çırpılmış yumurtayı stand mikserde  6-8 dakika orta hızda hamur kancası  ile çevirin. Tereyağını ekleyin ve 2-3 dakika daha çevirin. 

Hamuru hafifçe unladığınız tezgaha alıp biraz yoğurup pürüzsüz hale getirip altını yağladığınız genişçe bir kaba  yerleştirin. Üzerini bir bez veya streç filmle örterek yaklaşık 2 -3 saat ön mayalandırma yapın. Bu aşamada kabaran hamuru buzdolabına kaldırıp 12 saat bekletirseniz çörekleriniz ekşi bir tat alıp daha da lezzetli olacaktır.






İki saat sonunda  hamurun havasını almak için  2-3 dakika yoğurun. Yaklaşık 50 gramlık toplar halinde yuvarlayarak hafif unladığınız tepsinize aralarında boşluk bırakarak  yerleştirin . Topların kabarmaları için mesafe bırakacak şekilde üzerlerini streç filmle sarıp  hacimleri iki katına çıkıncaya kadar 1-2 saat önmayalanmaya bırakın.





Tencerenize 1 lt ayçiçek yağı dökün. 180 C ye kadar ısıtın. Kevgir yardımıyla topları zedelemeden  yağda her iki tarafını da 2-3 dakika kızartın. Kızaran topları kağıt havluya aktarıp fazla yağını süzün.


İçlerini sıkma torbası yardımıyla dilediğiniz marmelat ile doldurun.Yaklaşık her çöreğe 1 kaşık marmelat yeterlidir. 
Üzerlerine pudra şekeri serpin ve servis edin. 

Afiyet olsun




8 Mart 2017 Çarşamba

Ayvalı Kereviz Çorbası Siyah Hardal Taneleriyle

Celeriac Soup with Roasted Quince & Toasted Black Mustard Seeds



Portakal ile pişirilen Zeytinyağlı Kereviz en sevdiğim sebze yemeklerinden. Kış aylarının en güzel kök sebzelerinden kerevizi ayva ile birleştirip çorbasını yapmayı denediniz mi hiç? Eğer benim gibi kereviz seviyorsanız bu çorba kış çorbaları listenizin üst sıralarında yer almaya başlayacak emin olun. Dilerseniz haşlayıp da yapabilirsiniz. Ben hem kerevizleri hem de ayvaları sarımsak ve soğanlarla birlikte fırında pişirdikten sonra yaptım çorbamı.Günümüzde pek fazla kereviz kızartması yapmıyoruz ama Osmanlı döneminde kızartılarak sıkça yenen bir sebzeydi. 





Malzemeler:
1 ayva
3 ortaboy kereviz
2 adet soğan
2 baş sarımsak
500 ml tavuk suyu
1 kaşık tereyağ
1 kaşık un
1 yumurta
1 çay kaşığı muskat
tuz & karabiber
3-4 adet kurutulmuş acı kırmızı biber(opsiyonel)
2 silme kaşık siyah hardal tohumu
dereotu




Yağlı kağıt yerleştirdiğiniz fırın tepsisine 2cmlik küp şeklinde kestiğiniz kereviz ve ayvaları yerleştirin. Soğan ve sarımsakları kabuklarıyla beraber ekleyin. Üzerlerinden zeytinyağı gezdirin, tuz ekleyip 180 C fırında yumuşayıncaya kadar pişirin. 

Soğan ve sarımsakların kabuklarını soyup ayva ve kerevizlerle beraber tencerenize ekleyin,tuz biber ve muskatı üzerlerine serpin. Sıcak tavuk suyunu ekleyerek 10-15 dakika düşük ısıda pişirin. Ayva ve kerevizler tamamen yumuşadığında pürüzsüz bir karışım elde edinceye kadar blenderdan geçirin.

Ufak bir sahanda siyah hardal tohumlarını hafifçe kavurun. Bir kısmını kaseleri süslemek için ayırın.

Yumurtayı çırpın ve unu ilave edin.İyice karıştırın. Çorbayı blenderdan tekrar tencerenize alın.(gerekirse kıvamını biraz su ekleyerek ayarlayın) İki üç kaşık sıcak çorbadan alıp yumurta ve un karşımını temperleyin ve çorbaya ilave edin. Tuz, ve biberini kontrol edin, tereyağını ekleyin. Hardal tanelerini de ekleyip düşük ısıda 5 dakika daha pişirin.En son kıyılmış dereotunu ekleyip servis edin. Acı sevenler 3-4 adet kurutulmuş kırmızı biber ekleyebilirier çorbaya. Tatlı acı güzel bir karışım oluyor.
Afiyet Olsun




7 Mart 2017 Salı

Taze Patates ve Sultani Bezelye Salatası

Snow Peas & Fresh Potato Salad

Havalar yavaş yavaş ısınmaya başladı, bahar kapımızda. Hal böyle olunca baharı müjdeleyen hem lezzetli hem de yapımı çok kolay bu salata tarifini paylaşmak istedim sizlerle..

Malzemeler:
500 gr taze patates
200 gr sultani bezelye
2 mini turp
1 tatlı kaşığı mayonez
1 çay kaşığı hardal
60 ml zeytinyağı
20 ml elma sirkesi
tuz& biber

Taze patatesleri iyice yıkayıp kabukları ile birlikte haşlayın.Soğuması için kenara alın. Tuz eklediğiniz kaynar suda sultani bezelyeleri bir iki dakika haşlayıp buzlu suda tazeleyin. Kağıt havlu üzerine alın.Patatesleri dilimleyin. Turpları incecik kesin. Sultani bezelyeleri ekleyin.

Salata sosunuz için hardal ve mayonezi karıştırın. Çırpmaya devam ederek   sirkeyi yavaş yavaş ekleyin. Aynı şekilde zeytinyağını da ekleyin. Tuz ve karabiber ekleyin.Tüm sebzeleri salata kasenize yarleştirin, taze nane yaprakları, kıyılmış maydanozu ekleyerek, sosunuzu salatanızın üzerine dökün. 


6 Mart 2017 Pazartesi

Borazan Mantarı Pate



Kasım ve Aralık ayı Borazan mantarının ormanlarımızdan taze toplandığı aylar. Bu güzel lezzetteki mantara mutfağımızda daha sık yer vermeliyiz. Çorbalarda, omlet olarak veya sadece tereyağ ile sotelendiğinde son derece lezzetli olan bu mantarı pate yapıp kızarmış ekmekle misafirlerinize servis edebilirsiniz. Bu tarife çok sevdiğim ve yaban mantarı tariflerini yakından takip ettiğim Alan Bergo' nun The forager Chef adlı sitesinden aldım. Biraz farklılık var elbette malzemelerde ama mutlaka denemelisiniz.

Malzemeler:
400 gr taze borazan mantarı
1-2 kırmızı soğan
1 kaşık kuru üzüm
iki kaşık tereyağı
1 tatlı kaşığı garam masala
1 tatlı kaşığı karadut pekmezi
30 gr ceviz
1 kaşık balsamik sirke
1 dal taze kekik
50 ml reisling yada misket şarabı
1 çay kaşığı arnavut biberi
tuz&karabiber
50 gr klarifiye tereyağ
20 ml brendi
üstü için:
15-20 gr klarifiye tereyağ
taze adaçayı (kekik)



Kırmızı soğanları tereyağ ile birlikte soteleyin. Mantar ve üzümleri ilave ederek 4-5 dakika pişirin. Beyaz şarabı ekleyin. Kekik , garam masala, tuz-biber ve pekmezi ekleyip kısık ateşte pişirin. Mantarlar yumuşayınca ceviz ve  balsamik sirkeyi ekleyerek blenderdan geçirin. Klarifiye tereyağını,arnavut biberini ve  brendy'i ekleyin, tuz ve biberini ayarlayın ve bir kere daha çevirin. Servis kaselerine alıp, üzerini düzleştirin. Taze otla süsleyip klarifiye tereyağ ile üzerini kaplayın. 
Afiyet Olsun.


3 Şubat 2017 Cuma

Gül Elmalı Ayva Tatlısı

Turkish Quince Dessert with Rose Apples & Kaymak



Kış geldi,ayva mevsimi de. Dünyanın bir çok yerinde unutulmuş bu güzel meyve bizim baştacımız. Zamanında Altın Elma olarak nitelendirilen bu meyve batıda popülerliğini yüzyıl başında kaybetmeye başlamış, pişirilmesi zahmetli olduğu için yerini portakal, elma ve armuta bırakmış.Oysa uğruna şiirler yazılan hatta truva savaşını başlatan meyvedir mitolojide.









Zeus, Akhilleus'un annesi ve babası Thetis ve Peleus'un evlilik törenleri şerefine bir ziyafet verir. Fakat bu ziyafete Eris davet edilmez. Törene haklı olarak sinirle gelen Eris, ''en güzel olan için'' diye bağırarak bir altın elma (ayvadır bu meyve)fırlatır. Hera, Athena ve Afrodit meyve üzerinde hak iddia ederler. Bunun üzerine de Zeus'tan aralarında en güzelin kim olduğunu seçmesini isterler. Bu seçimi yapmakta isteksiz olan Zeus, bu görevi Paris'e verir. 

Hera, Paris'e onu Avrupa ve Asya'nın kralı yapmayı önerir.Athena ise savaşta kullanabileceği bilgeliği ve yetenekleri vaadeder. Son olarak yanında Kharitler ve Horalar olan Afrodit dünyanın en güzel kadınının aşkını vermeyi teklif eder. Bu kadın Yunan kralı Menelaos'un karısı Spartalı Helendir.

Paris, Afrodit'in önerisini kabul eder ve onu altın elma ile ödüllendirir. Yunanların düşmanlığını kazanmak pahasına Helen'i alır ve böylece Truva Savaşı başlar.




Osmanlı mutfağında çok sık kullanılan bir meyveydi ayva. Özellikle kuzu ve dana yahnilerde. Sert ve yemesi biraz zor bir meyve olsa da aldığınızda evinizi mis gibi bir parfüm kokusu kaplar, limon çiçeği, vanilya ve ananas kokularından oluşan. Piştiğinde ise beyaz rengi sihirli bir şekilde pembeye dönüşür. Kahvaltı sofralarının ise vazgeçilmezidir ayva reçeli.

Ayvanın ana vatanı Kafkaslardır. Dünyanın en yaşlı meyvelerindendir aynı zamanda. Bu topraklar dağlık olsa da birçok çeşit meyve burada doğmuş ve dünyaya yayılmış tıpkı üzüm gibi. Ayva yeşerdiği topraklardan Anadolu'ya göç etmiş ve bu toprakları benimsemiş. Dünyanın en büyük ayva üreticisi hala Türkiye 'dir.

Aycanın içi sert, kesmesi, hatta yutması zordur. Halk arasında kusur ve kabahat işleyenler için ''Ayvayı yedin'' deyimi sıkça kullanılır. Ama kim sevmez yakut gibi parlayan bir ayva tatlısını, yanında bembeyaz kaymağı ile birlikte. Elma ve armut lezzet bakımından rekabet edemezler ayva ile çünkü meyve ile yapılan tatlıların en lezzetlisi,en büyülüsü en alımlısıdır.




Malzemeler
2 Ayva
120 gr şeker 
2 Arapkızı
50 gr seker
1 narın suyu
200 ml su(veya kırmızı şarap)
5-6 karanfil tane
2-3 çubuk tarçın

Kaymak
Şam fıstığı
nar taneleri





Ayvaları ikiye bölüp içini oyun, kabuklarını soyun. Yarım limon sıktığınız suda kararmamaları için bekletin. 4 adet yarım ayvanın sığacağı tencerenizin dibine soyduğunuz kabukları yerleştirip üzerlerine ayvaları dizin. Şekeri serpiştirin. 

Tarçın karanfil,ayva çekirdekleri, nar suyu ve suyu ekleyin. Düşük ısıda ayvalar pişinceye kadar yaklaşık 45 dakika pişirin.

Ayvalar pişince kenara alın, tenceredeki şurubu süzün, küçük bir tencereye aktarın.

Elmaların içini çıkartıp ikiye bölün. Mandolin yardımıyla ince dilimleyin. Şeker ve  biraz su (gerekli ise) eklediğiniz şurubun içinde düşük ısıda 5-6 dakika elmalar yumuşayıncaya kadar pişirin.

Ayvaların içini gül şekline getirdiğiniz elmalar ile doldurun.Nasıl yapılacağını buradan görebilirsiniz. Şurubu üzerinde gezdirin. Kaymak, tane nar ve fıstık ile süsleyip servis edin

Afiyet olsun











1 Şubat 2017 Çarşamba

Fırında Pişmiş Mor Havuçlu Beluga Mercimek





Mercimeğin kardeşi siyah mercimek yani Beluga mercimeği yavaş yavaş ülkemizdede tanınmaya başladı. Oysa anavatanı bu topraklar olmasına rağmen bu güzel bakliyatı ithal etmek zorundayız bugün. Beluga havyarına benzediği için bu adı alan mercimek diğer türlere oranla daha ufak ve sert. Ama lif yönünden zengin olduğu gibi antosiyanin de içeriyor. Antosiyaninler koyu kırmızı, mavi, siyah bitkilerde bulunan ve 300’den fazla türü olan antioksidan özellikteki pigmentlerdir. Bildiğiniz gibi bir ürünün rengi koyulaştıkça antioksidan gücü de artar. Araştırmalar antosiyaninlerin kalp hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türlerine karşı risk azaltıcı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Beluga mercimeği düşük kalorili kompleks karbonhidrat kaynağıdır ve kompleks karbonhidratlar beslenme sonrasında enerjinin sürdürülebilir olmasını sağlar ve tokluk hissinin daha kalıcı bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olur. 

Bu koyu mor ve siyah renkteki boncuklara elbette mor havuç yakışır dedim. Hem küp şeklinde doğrayayıp haşlayarak, hem de daha tatlı bir aroma aldığı fırında ızgara olarak ekledim mor havuçları.






Malzemeler:
1 kase beluga mercimeği
2 adet kırmızı soğan
600 gr mor havuç
2 adet mor patates
2 adet defne yaprağı
1 çay kaşığı muskat
tuz & karabiber
3 kaşık zeytinyağı
maydanoz






Mor havuçlardan iki adeti kenara ayırın kalanını ikiye bölüp fırın tepsisine yerleştirin.Üzerine biraz zeytinyağı gezdirin. Fırında 180C'de pişirin. 

Kırmızı soğanı, patates ve mor havuçları minik küp şeklinde kesin. Tencerenize zeytinyağını ekleyip kırmızı soğanları hafifçe kavurun. 

Havuçları ekleyip bir iki dakika çevirin. Patates ve mercimekleri ekleyin. Üzerlerine iki parmak aşacak kadar sıcak su ekleyin. Defne yaprağı, tuz karabiber ve muskatı ekleyin. Kaynadıktan sonra altını kısıp mercimekler yumuşayıncaya kadar 20-30 dakika pişirin.

Servis ederken fırında pişirdiğiniz mor havuç ve maydanoz ile servis edin.










30 Ocak 2017 Pazartesi

Beyaz Pattypan(sakız kabağı) Dolma




Pattypan(Cucurbita pepo)sakız kabağı familyasından yaz aylarında yetişen bir meyve, evet tüm kabakgiller balkabağı da dahil aslında sebze değil meyve grubuna ait. Katanya'da pazarda gördüğüm anda bayıldım bu minik kabaklara, dönüşüme bir hafta kalmasına rağmen almadan edemedim. Seyahat boyunca da gözüm gibi baktım bu güzelliklere. Çiçekle ufo arası cezbedici şeklinin yanında tadı da son derece güzel. Diğer balkabakları gibi yoğun ve baskın bir aroması yok ama normal kabaktan daha tatlı ve lezzetli. Yemeklerde hatta salatalarda çiğ olarak tüketmek mümkün. Eminim Türkiye'de bir yerlerde yetiştiriliyordur çünkü internette tohumlarını bulmak mümkün. Büyük şehirlerde yaşamanın dezavantajı hep standart meyve ve sebzeler satın almak zorunda kalmak sanırım. Oysa Türkiye'nin bir çok bölgesinde şimdiye kadar rastlamadığımız çok çeşit sebze ve meyve yetişmekte. 






Malzemeler:

2 adet beyaz pattypan sakız kabağı
(girit kabağı da kullanabilirsiniz)
Harcı için
250gr kıyma
1 fincan pirinç
1 kaşık kuş üzümü (suda bekletilmiş)
1 soğan küp şeklinde kesilmiş
1 adet yeşil biber
1/2 kırmızı biber
1/2 havuç
2 kaşık zeytinyağı
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 çay kaşığı muskat
tuz&karabiber











Soğanları biraz tuz ekleyerek zeytinyağında hafifçe transparan oluncaya kadar pişirin. Kuş üzümü, muskat,karabiber, havuç ve biberleri ekleyin. Yıkanmış pirinçleri yaklaşık yarım bardak suda erittiğiniz salçayı da ekleyip 5 dakika pişirin. (Pirinçler tam pişmesin).Harcı soğuması için kenara alın.

Kabakların üst kısmını kesip kapakları kenara ayırın ve içini oyun. İçinden çıkan parçaları ince küp şeklinde doğrayın.Kıyma ve harç ile beraber karıştırıp kabakları doldurun.Harcınızın biraz sulu olması gerekiyor. Isıya dayanıklı bir kabın içine yerleştirin,kapaklarını kapatın üzerlerine fırça yardımıyla zeytinyağı sürün. 1 parmaktan az su ekleyerek 180 C fırında 25-30 dakika pişirin.
Afiyet olsun









27 Ocak 2017 Cuma

Yayla Çorbası

Yogurt Soup


Türk Mutfağının bu klasik çorbasını kim sevmez. Midemin rahatsız olduğu şu günlerde mümkün olduğunca hafif şeyler yemeye özen gösteriyorum. İlk aklıma gelen çorba bu oldu. Pişer pişmez mutfağa yayılan kokular çocukluğumu,annemin pişirdiği güzel yemekleri hatırlattı. Hastalandığımızda pişirirdi bu çorbayı sıklıkla, tavuk suyu ile. Bazen pirinç yerine yarma yada bulgur eklerdi, bazen nohut yada börülce. Her türlüsü bence nefis.

Malzemeler:

70 gr pirinç
650 gr su (tavuk suyu)
400 gr tam yağlı yoğurt
1.5 kaşık un
1 yumurta
taze nane
30-40 gr tereyağ
tuz biber



Pirinci yıkayın ve su ile birlikte düşük ısıda pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirin. Bir kasenin içinde yumurta ve yoğurdu çırpın. İçine unu ekleyip çırparak homojen hale getirin. Pirinçler piştikten suyundun sonra 2-3 kaşık alıp yoğurtlu karışıma ekleyerek karışımı temperleyin. Sonra bu karışımı çırpmaya devam ederek tencerenize aktarın. Tuz ve biberini ayarlayın ve 5-10 dakika daha kısık ateşte pişirin. Ayıkladığınız naneleri ince kıyın. Ocakta ısıtıp köpürttüğünüz tereyağına ekleyip altını kapatın. Bu karışımı tencerenize ekleyerek servis yapın. Bu çorbada kuru nane de kullanabilirsiniz ama inanın taze nane ile pişirdiğinizde daha lezzetli oluyor.

Afiyet Olsun

21 Ocak 2017 Cumartesi

Taze Meyveli Pasta

Fresh Fruit Gateau

Naked cake or semi-naked cake denilen bu tür çıplak pastaların görüntüsüne bayılıyorum. Kenarları krem şanti ile kaplanmadığı için hem daha hafif oluyor hem de çok şık duruyorlar. 

Malzemeler:

Genoise kek:
120gr un
120 gr toz şeker
200 gr yumurta 
20 gr erimiş tereyağ

Böğürtlen:
250gr dondurulmuş böğürtlen
5gr mısır nişastası
50ml meyve suyu

Islatma şurubu:
80gr şeker
80gr su
40ml rom veya vişne likörü

Üzeri için:
100 ml Böğürtlen
1 kivi, muz , erik, portakal
250 gr Sek Krema



Unu eleyip kenara alın. 20-22cm'lik kek kalıbınızın dibini kaplayacak yağlı kağıdı ölçüp kesin.Kalıbınızın kenarlarını yağlayıp unlayın. 200 gr yumurtayı ölçüp yumurtayı ısıya dayanıklı bir kaba aktarın ve bu kaptan daha ufak boyda, içinde bir parmak derinliğinde hafif kaynayan suyla dolu bir tencerenin üzerine oturtun (benmari).

Yumurtaların üzerine şekeri döker dökmez mikser yardımıyla çırpmaya başlayın. Alttan gelen buharla ısınan karışımı 40-45 C'den fazla ısınmamasına dikkat ederek 2-3 katına çıkıncaya kadar aralıksız çırpın. Karışımı ateşten alıp oda sıcaklığına gelene kadar çırpmaya devam edin.(5-6 dakika)

Unu spatüla yardımıyla üç aşamada katlayarak karışımın havasını almadan dikkatlice ekleyin. Un parçaları kaybolunca durun ve harcı pasta kalıbınıza dökün. 180C de önceden ısıttığınız fırında  25-30 dakika boyunca, ortasına batıracağınız kürdan veya bıçak temiz çıkana dek pişirin.

Keki kalıptan çıkarıp oda sıcaklığına gelmesini bekleyin.Keskin bir ekmek bıçağı yardımıyla birbirine eşit 2 yada üç katı dikkatlice kesin.Kekin tabanını pastanızın en üst katmanı olarak kullanacaksınız.




Böğürtlen:
Çözülmüş böğürtlenlerden diri olanlardan 100 gr seçin ve kenara alın. Kalanları nişasta ve kendi suyu  ile ocakta pişirin.Nişasta karışıma hemen jölemsi bir kıvam verecektir. Çabuk soğuması için bir tepsi veya yayvan bir kaba yayın.

Islatma Şurubu:
Eşit miktarda şeker ve suyu ocakta şurup kıvamına gelinceye kadar pişirin. Soğuyan karışıma rom, böğürtlen likörü veya Creme de Cassis ekleyin.

Krem Şanti:
Kremanızı dilediğiniz kadar pudra şekeri ile çırpabilirsiniz. Ben bu tarifte kremaya şeker eklemeden çırpıp kullandım.Son derece hafif oldu.

Pastanın birleştirilmesi:
Pastanın ilk dilimini servis yapacağınız tabağınıza yerleştirin. Fırça yardımıyla ıslatma şurubunu bolca bir iki kat sürün. Böğürtlen karışımını yerleştirin. Krema torbasına koyduğunuz krem şantiyi ince bir tabaka halinde karışımın üzerini örtecek şekilde sıkın. 

İkinci kat keki yerleştirip aynı işlemi tekrarlayın. Son katı (kekinizin taban kısmı) yerleştirip üzerine ıstatma şurubunu sürün. Palet bıçağı yardımıyla kekin üzerine ince ve eşit bir tabaka krem şanti sürün. Yıldız uç koyduğunuz krema torbasıyla pastanın kenarına bordür sıkıp süsleyin. Üzerini kenara ayırdığınız böğürlen ve ince dilimlediğiniz taze meyveler ile süsleyin. Meyvelerin üzerine kararmamaları için ısıtıp yumuşattığınız  kayısı reçelini sürün. 


Afiyet Olsun



17 Ocak 2017 Salı

Mor Havuçlu Mercimek Çorbası

Red lentil soup with black carrots & purple potatoes


Mor havuç, siyah havuç yada şalgam olarak bildiğimiz bu kök sebzenin faydaları saymakla bitmiyor. Öncelikle A vitamini ve selenyum bakımından oldukça zengin. Vücudumuzun serbest radikaller ile mücadele etme kabiliyetini arttıran ve antioksidan özelliği ile bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bir sebze.Kötü kolesterole karşı faydalı olduğu gibi cildin sağlıklı ve daha parlak görünmesini de sağlıyor. Kalorisi düşük, lif yönünden de zengin. İçerdiği antosiyanin diyabetle mücadele için faydalı olduğu gibi damar sertliğini önlemeye de yardımcı. Kış aylarında kolaylıkla bulabileceğimiz bu sebzeyi mümkün olduğunca kullanmak lazım.

Mercimek çorbası yaparken mutlaka bir havuç ve mini bir patates eklerim. Bu sefer havuç yerine şalgam,patates yerine  mor patates ekledim. Mor patates bulmak epey zor biliyorum ama onun yerine mor renkli sebzeler kullanabilirsiniz. (Antosiyanin mor renkli sebze ve meyvelerde bulunuyor sadece.) Sağlıklı ve çok da lezzetli bir çorba oldu. Özellikle soğuk geçen bu kış günlerinde böyle sıcacık bir çorba bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için birebir.


Malzemeler:
200 gr kırmızı mercimek 
1 adet iri soğan
2-3 kaşık zeytinyağı
2 adet şalgam
5-6 adet doğranmış güneşte kurutulmuş domates 
(yada 1 tatlı kaşığı salça)
2 adet mini mor patates 
(pancar yada morlahana kullanabilirsiniz)
1 çay kaşığı kişniş
tuz& karabiber
1-2 adet acı biber
600 ml sebze suyu(su)
dereotu

Soğanı küp şeklinde doğrayıp zeytinyağında biraz tuz ekleyip terletin. Küp şeklinde kestiğiniz mor havuç ve patatesi, kurutulmuş domatesleri ekleyip hafifçe kavurun. Mercimekleri ekleyin. Kişniş, karabiber ve acı biberi ekleyip üzerine sebze suyunu ekleyip kısık ateşte mercimekler yumuşayıncaya kadar pişirin. Gerekirse biraz daha sıcak su ekleyebilirsiniz. Tuz ve biberini kontrol edin. Ya yukarda olduğu gibi taneleriyle yada blenderdan geçirerek servis edin.

Afiyet Olsun