9 Haziran 2017 Cuma

Kirazlı ve Antep Fıstıklı Yoğurt Dondurma



Malzemeler:
750 gr Yağlı Yoğurt
100 gr Pudra şekeri(isteğe bağlı)
5oo gr Kiraz
60 gr File Antep Fıstığı
Portakal kabuğu rendesi
1 tatlı kaşığı vanilya ekstratı

Yapımı son derece basit , önümüzdeki yaz günleri çin ideal hafif bir tatlı. Ben şekersiz yapıyorum, meyvelerin şekeri bana yeterli geliyor ama siz yoğurdunuza şeker ekleyebilirsiniz. Portakal kabuğu rendesi, pudra şekeri, vanilya özütü ve yoğurdu karıştırın. Kaplara koyup buzlukta yaklaşık 30-45 dakika dondurun. Kalıpları biraz sıcak suda bekletip servis tabaklarına ters çevirin. Üzerini ikiye bölünmüş ve çekirdekleri çıkarılmış  kirazlarla süsleyin. Üzerine Antep fıstığı serpiştirin. Ben Kişniş ve fesleğen çiçekleri ile süsledim..

7 Haziran 2017 Çarşamba

Balsamik Sirkeli Fırında Çiçek Soğan



Bu muhteşem görünüşlü fırında pişmiş soğanlar istediğiniz yemeğin yanında garnitür olarak sahneyi ana yemekten çalmayı garantileyecekler bundan emin olabilirsiniz. Bu kadar kolay yapılabildiğine inanamayacaksınız. Hazırlama süresi 5 dakika , pişme süresi 30 dakika, sonuç ise krallara layık hem lezzetli hem de muhteşem bir garnitür.

Malzemeler:
3-4 adet orta boy kırmızı ve beyaz soğan
yarım çay bardağı zeytinyağı
5-6 kaşık balsamik sirke
1 tatlı kaşığı deniz tuzu

üzeri için:
kapari
maydanoz




Youtube Kanalıma Abone olmayı Unutmayın😉



Soğanların kabuklarını soyun, kök kısmını 1 mm kesin ve alta gelecek şekilde kesme tahtanıza yerleştirin. 4 eşit parçaya bölün, ancak tamamen kesmeyin. Kök kısmı parçaları bir arada tutsun. Zeytinyağı ve balsamik sirkeyi çırparak karıştırın. Tepsinizi hafifçe yağlayın, fırını 225C de ısıtın. Karışımın içinde soğanları dikkatlice çevirin ve tepsiye aralarında boşluk kalacak şekilde yerleştirin. Kalan sosu üzerlerine dökün. Tuzu soğanların üzerlerine ve içlerine serpiştirin. Tepsinin üzerini alüminyum folyo ile kapatarak 20 dakika pişirin. Yirmi dakikanın sonunda folyoyu çıkarın, ve bu şekilde bir 10 dakika daha fırında pişirin. Taze biberiye ve kapari ile servis edin.








6 Haziran 2017 Salı

Tahin Soslu Taze Nohut Salatası



Çocukluğu Çukurova'da geçenler taze nohutu bilir. Bahar geldiğinde yeşil erik çıkar, sonrasında da demet demet nohut satılırdı okul önlerinde. Elimize bu demetleri çiçek demeti gibi alıp tane tane yerdik. Şimdi düşündüğümde ne kadar sağlıklı atıştırmalıklar yiyormuşuz çocukken. O zamanlar Mc Donalds'ı henüz duymamış, öğle yemeğine gitmeyip tek bildiğimiz fastfood kaşarlı tost yada sosisli sandviç yediğimizde de çok heyecanlanırdık. Yeşil erikse dört gözle beklenirdi, ben hala heyecanla beklerim papaz eriği.Baharın gelişinin tek sembolüdür benim için. Damak tadım ekşi ve acıya kaydığından bu sürpriz de değil hani:)

Geçen gün semt pazarımıza gittiğimde demet demet satılan nohutlara rastlayınca şaşırdım, heyecanla iki koca demeti kapıp eve geldim. Kafamda yapmayı planladığım epey yemek oluşuverdi birdenbire. Oturdum ve iki demeti bir kilo bezelyeden sonra ayıklamaya koyuldum. Heyhat. Ne zor taze nohudu ayıklamak! Ay çekirdeği yer gibi teker teker yemek kolay ama bir kilo ay çekirdeğini yemeden ayıklamak ne ise koca iki demeti oturup ayıklamaya başlamak da aynı şekilde çok zor oldu. İki saatin sonunda daha tek demeti bitirebilmiş, belim ağrımaya başlamış, neden taze nohut yemeklerine rastlamadığımı yavaş yavaş idrak etmeye başlamıştım. Epey zahmetli anlayacağınız ama bu yapacağım yemeği pek bir kıymetli yaptı ne yalan söyleyeyim. 

İlk aklıma gelen yemek taze nohuttan humus yapmak oldu, ama taneleri ezmek istemediğim için humus soslu taze nohut salatası yaptım.





Malzemeler:
200 gr taze nohut
2 kaşık tahin
2 diş sarımsak
1 limon suyu
1 çay kaşığı kimyon
1 avuç ince kıyılmış maydanoz
2-3 kaşık zeytinyağı
tuz&karabiber

Üzeri için:
kişniş çiçekleri
siyah& beyaz susam





Nohutları sabırla ayıkladıktan sonra:) 1 litre kaynayan suya 10 gr tuz ekleyip nohutları kaynayan suda 5-6 dakika haşlayın. Yumuşadıklarında süzüp buz eklediğiniz soğuk suda tazeleyin. Tekrar süzün. Tahine limon ekleyip iyice çırpın. sarımsakları ezin, maydanozları inceceik kıyın. Karışıma zeytinyağı biraz tuz, dilerseniz karabiber, kimyon sarımsak ve maydanozları ekleyin. Nohutları servis tabağına alın ve üzerine hazırladığınız sosu döküp servis edin. Dilerseniz tüm malzemeleri blenderdan geçirip yeşil humus yapabilirsiniz. Ben ikinci demeti ayıkladığımda yapacağım inşallah:) Afiyet olsun.

Meyvelerin Kralı Mango





Mango, yani meyvelerin kralı, Asya'nın dünyaya sunduğu en güzel armağanlardan biridir. Batı dünyası son 300 yıldır bu egzotik meyve ile tanışmasına rağmen Asya'da tam 4000 yıldır ekilip yenmektedir. Ama tarih tadına bayıldığımız bu meyve ile ilgili epey ilginç detaylar içeriyor. Tam 25-30 milyon yıl önce,  Kuzey-doğu Hindistan, Burma ve Bangladeş'de mango agacının fosillerine rastlamaya başlıyoruz. 

Bilinen ilk ismi Amra-Phal. Güney Hindistan'a geldiğinde ismi Aam- Kaay ve sonunda telafuz farklılıklarından dolayı Maamkaay oluyor. Kerala bölgesindeki Malayalılar en son Maanga adını veriyorlar. Bu bölgeye gelen Portekizliler haklı olarak bu meyvenin büyüsüne kapılıyor ve onu dünyaya mango olarak tanıtıyor.

Eski çağlarda Hindistan'da mangonun çok önemli bir yeri vardı. Eski yönetici sınıfı ünlü ve önemli kişilere mango meyve çeşitlerinin isimleri ile ünvan verirdi. Bu önemli bir ayrıcalıktı. Aynı zamanda mango ağacı aşk tanrısı Manmatha ile ilişkilendirilir, çiçek açan tomurcukları da Tanrıların Hint Nanda Krallarına gönderdiği oklar olarak düşünülürdü. Büyük İskender'in Hindistan'a gelişi ve Kral Porus ile savaşı bu kralların dönemine rastlar. Yunanistan'a dönme zamanı geldiğinde Büyük İskender'in yanında bu lezzetli meyvenin farklı çeşitlerini götürdüğü söylenir.


Mangonun Budizmde de önemli bir yeri vardır. Buddha'ya gölgesinde dinlenebileceği bir mango bahçesi sunulduğu ve bu ağaçların gölgesinde uyuduğu söylenir. Buddha ve mango ağaçları ile ilgili yayılan hikaye ve rivayetlerden dolayı, Budizmin yayılmasıyla mango refah ve inancın sembolü haline gelir. Budist rahipler ziyaret ettikleri yerlere yanlarında hediye olarak bu meyveyi almalarıyla birlikte  mango diplomatik bir araç olarak da önem kazanan ilk meyve olur.

Mango Hindistan, Pakistan ve Filipinler'in milli meyvesidir. Mango ağacı Bangladeş'in de milli sembolüdür. Mango yaprakları düğünlerde, Ganesh Chaturthi adlı kutlamalarda hint evlerinde yol kenarları ve kapılarda dekorasyonda olarak kullanılır.

Mango ağacı 35-40 metre yüksekliğe ulaşan 10 metreye kadar taçlanabilen uzun ömürlü bir ağaçtır. Öyle ki 300 yıldır meyve verebilir türlerine de rastlanmaktadır. Çiçekleri 10 ila 40 cm uzunluğunda bileşik salkımlı uçlardadır.  Çiçekler zambağa benzeyen keskin bir koku yayarlar. Meyvelerinin olgunlaşması 3 ila 6 ayı bulabilir. Meyveleri genelde türlerine göre değişiklik gösterir. Kültüre alınmış türler sarı, portakal, kırmızı ya da yeşil dikdörtgen çukurlu tüylü tekli yüzeye sahiptir ve yüzeyi meyve etinden kolay ayrılmaz. Olgunlaşmış meyvelerde kabuğu soyulmuş meyve eti reçineli ve tatlı bir koku verir. Yaprakları yıl boyunca yeşil kalan bu ağaç meyvesini yazın verir ve hava ne kadar sıcak olursa, meyveler de  o kadar tatlı olur. 

Dünya’daki mangoların üçte biri sadece Hindistan’da yetiştirilir. İkinci sırada  Çin yer alır. Mangolar ayrıca Avrupa kıtasında tropik bitki ve meyvelerin yetişme imkânı olan birkaç sayılı yerde yetişir. Türkiye’de daha çok Akdeniz Bölgesi’nin Antalya, Alanya, Mersin gibi kıyı kesimlerinde soğuktan korumalı yerlerde yetiştirilmesi mümkündür.

Hindistan en büyük Mango üreticisi olarak kabul edilsede %1den daha az bir miktari ihraç eder geri kalanını kendi iç tüketiminde kullanır. 

Mango asya ve hint mutfağında vazgeçilmezdir, farklı ve çok çeşitli şekillerde kullanılır. Olgunlaşmamış, ekşi ve yeşil mangolar ''chutney'' adı verilen baharatlı hint soslarında, ''Aam ka achar – keri nu athanu'' denilen bir tür mango turşusunda ve mezelerde kullanılır veya çiğ olarak acı biber, soya sosu ve tuz eklenerek salatalarda tüketilir. Serinletici bir yaz içeceği olarak servis edildiği gibi ,bizim mercimek çorbamıza benzeyen, bezelye, mercimek ve fasulye ile yapılan “Dhal” yemeğinin yanında pişirilerek pilav ile servis edilir. 

Olgunlaşmış mangolar taze olarak tüketilse de yine mutfaklarda pek çok kullanımı vardır. Mango lassi, Güney Asya boyunca popüler bir içecektir. Mango meyvesi, yoğurt şeker veya portakal suyu eklenerek yapılır. Mango tatlılarda, dondurma, pasta, sorbe ve reçellerde kullanıldığı gibi körilere de eklenir. 

Kurutulmuş ve toz haline getirilmiş olgunlaşmamış mangodan moramba amchoor denilen bir baharat yapılır. Bu baharat yemeklere, turşu ve soslara lezzetli, meyvemsi bir ekşilik katar. Genelde olgunlaşmış mangoların portakal-sarı ya da kırmızımsı bir kabuğu vardır ve suludur ancak ihraç edilecek meyveler genelde olgunlaşmamış ve yeşil olarak gönderilir. Her ne kadar ihraç edildikleri ülkelerde etilen (karpit) ile olgunlaştırılsalar da olgunlaşmamış ihraç mangoların tadı; yetiştirildikleri ülkelerde ki olgunlaşmış mangolarla, aynı lezzet ve aromaya sahip değildir.

Mango, Hindistan'da bugün hala refah ve şansın sembolüdür. Yaklaşık 4000 yıldır Hindistan kültüründe bu kadar önemli bir yeri olan bu meyve batı kültürüne son 300 yıldır girmiş, popülerliği ise henüz yüzyıl başında kazanmıştır. Dünya bu meyvenin eşşiz tadına doyamıyor bir türlü, yaklaşık bine yakın çeşidiyle mango, hem damaklarımıza hem de gözlerimize bir ziyafet. Türkiye'ye ise son beş yıldır ekiliyor. Market raflarında el yakan fiyatlarıyla tanesi 5-6 liradan satılan bu güzelim meyvenin arkasındaki hikaye bu. 


3 Haziran 2017 Cumartesi

Ahududu Soslu Pavlova


Pavlova ünlü Rus balerin Anna Pavlova'nın  Yeni Zellanda ziyareti sırasında kaldığı otelin şefinin yeşil güllerle süslü tütüsünden etkilenip mereng, çırpılmış krema ve kivi meyveleriyle süsleyerek onun onuruna yaptığı bir pastadır. Bugün hala Avusturalya ve Yeni Zellanda arasında bu pastayı kimin ilk yaptığına dair tartışmalar sürmektedir. Bizim için bu pek önemli değil iyiki icat edilmiş. Dışı kıtır kıtır içi yumuşacık, üzeri krema ve çeşitli meyvelerle süslenen bu hafif ve muhteşem görünümlü pavlovaya bayılıyoruz.
Malzemeler:
6 yumurta akı(oda sıcaklığı)
200 gr şeker
1 çay kaşığı vanilya özü
1 çay kaşığı krem tartar


Üzeri için:
100 gr frambuaz
200 gr sek krema
şekerlenmiş gül yaprakları
kiraz şekerleme
nane yaprakları











Yağlı kağıdınıza çapı 26 cm  ve içine çapı 10 cm olan iki daire çizin. Kağıdı ters çevirip tepsinize yerleştirin. Şekerinizin içine mısır nişastasını eleyerek ekleyin.

Yumurta aklarını ayaklı mikserde çırpmaya başlayın. Kar formu aldığında şekeri azar azar ekleyin. Yaklaşık totalde 7-8 dakika şeker taneleri eriyinceye kadar çırpın. En son vanilya özü ve krem tartarı ekleyerek 1 dakika daha çırpın. Hazırladığınız merengi çemberin içine dikkatlice yayın. Önceden ısıttığınız 120 C fırında 1,5 saat pişirin. Bu saatin sonunda fırını kapatın, kapağını acmadan merengi fırının içinde bırakın. Bu çatlamaması için gerekli,hatta ertesi güne kadar fırının içinde bırakabilirsiniz. 

Kremayı çırpın, içine bir avuç frambuaz ekleyip karıştırın. Pavlovanın üzerine bu karışımı sürün, üzerine şekerlenmiş çiçekler, kiraz ve taze frambuazları ekleyin. Aralara taze nane yapraklarını serpiştirin.





31 Mayıs 2017 Çarşamba

Semizotu Salatası, Latin ve Kişniş Çiçekleriyle


Semizotunun faydaları saymakla bitmiyor. Semizotunda sadece balık ve balık yağında bulunan omega 3 yağ asidi olan EPA (eicosapentaenoic acid) vardır. Vitamin ve Minerallere gelirsek, başta C ve A vitamini olmak üzere pek çok vitamin (niasin, riboflavin, folat, B6 vitamini) içerir. Aynı zamanda kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, manganez mineralleri bakımından oldukça zengin bir sebzedir. Antioksidan vitaminler olarak kabul edilen A ve C vitaminlerini bol miktarda içeren semizotu bu özelliğiyle “süper sebze” olarak bilinen ıspanaktan daha fazla antioksidan etkiye sahip.

Yemeğine bayılırım semizotunun, yoğurtlu ve sarımsaklı yapılanına da, ama taze salatası da şahane bence. İçine sevdiğiniz tüm malzemeleri ekleyerek yapabilirsiniz. Bazen aşağıdaki malzemelere mısır ve ceviz de ekliyorum. Ceviz ve nar ekşisi birbirine her zaman çok yakışıyor. Semizotunun sulu limonsu ve hafif ekşi yaprakları ile ise bu birleşim şahane bir lezzete dönüşüyor.



Malzemeler:
1 demet semizotu
1 adet kırmızı kapya biber
8-10 adet siyah zeytin
3-4 adet kornişon turşu
1 adet kırmızı soğan
1-2 adet domates
3-4 dal dereotu
1/2 limonun suyu
5-6 kaşık zeytinyağı
1 kaşık nar ekişisi
1 çay kaşığı tuz
latin çiçekleri
kişniş çiçekleri

Semizotunun topraklı sap kısmını kesin, sudan geçirip içine 2-3 kaşık sirke eklediğiniz içi su dolu kapta 5- 10 dakika bekletin. Topraklar suyun dibine çökecektir.Suyu dalgalandırmadan sebzeleri alıp bir süzgece aktarın. Su dolu kabı boşaltın. Yapraklarını ayıklayın tekrar sudan geçirip iyice yıkayın. Süzüp kuruması için kenara alın. Kırmızı soğanı piyaz şeklinde doğrayın. Kapya biber ve kornişon turşusunu ince dilimleyin. Limon suyu, nar ekşisi ve zeytinyağını tuzla birlikte çırpın. Geniş bir servis kasesine malzemeleri alıp üzerine slata sosunu dökün ve salatayı iyice karıştırın. Üzerine dilim domates , zeytin ve dereotu yapraklarını ekleyin. Üzerini kişniş ve latin çiçekleri ile süsleyip servis edin. Çiçeklerin tadına bayılacaksınız.





17 Mayıs 2017 Çarşamba

Çilekli Pasta

 Strawberry Gateau

Malzemeler:

Genoise kek:
150 gr un
150 gr toz şeker
210 gr yumurta 
20 gr erimiş tereyağ

Krem Şanti:
400 ml sek krema
2 kaşık pudra şekeri
400 gr çilek 

Islatma şurubu:
80gr şeker
80gr su
40ml rom veya vişne likörü

Üstü için:
File badem
10-15 adet çilek
krem şanti




Genoise kek:

Unu eleyip kenara alın. 18-20cm'lik kek kalıbınızın dibini kaplayacak yağlı kağıdı ölçüp kesin.Kalıbınızın kenarlarını yağlayıp unlayın. Şeker ve yumurtayı beyazlaşıncaya kadar çırpın.

Unu spatüla yardımıyla üç aşamada katlayarak karışımın havasını almadan dikkatlice ekleyin. Un parçaları kaybolunca durun ve harcı pasta kalıbınıza dökün. 180 C de önceden ısıttığınız fırında  25-30 dakika boyunca, ortasına batıracağınız kürdan veya bıçak temiz çıkana dek pişirin.

Krem Şanti:

Buzdolabından çıkan kremaya pudra şekerini ekleyip çırpın.Yarısını ayırın. Kalanına küp şeklinde doğradığınız çilekleri ekleyin.

Islatma şurubu:

Eşit miktarda şeker ve suyu ocakta şurup kıvamına gelinceye kadar pişirin.(105 C) Soğuyan karışıma rom, vişne likörü veya Creme de Cassis ekleyin.


Pastanın Birleştirilmesi:
Pişip soğuyan kekinizi üç eşit parça olacak şekilde kesin. Pastanın ilk dilimini servis yapacağınız tabağınıza yerleştirin. Fırça yardımıyla ıslatma şurubunu bolca bir iki kat sürün. Çilekli krem şantiyi ikiye bölün ve bu kata eşit kalınlıkta yayın.Üzerine ikinci kek dilimini yerleştirin. Islatma şurubunu sürün ve kalan krem şantili çileği eşit kalınlıkta yayın.Son katı (kekinizin taban kısmı) yerleştirip üzerine ıstatma şurubunu sürün. Palet bıçağı yardımıyla kekin üzerine ve kenarlarına ince bir tabaka krem şanti sürün.File bademler ile kenarlarını süsleyin. Yıldız uç koyduğunuz krema torbasıyla pastanın kenarına bordür sıkıp üzerini kenara ayırdığınız çilekler ile süsleyin.Meyvelerin üzerine ısıtıp yumuşattığınız  kayısı reçelini sürün.  

9 Mayıs 2017 Salı

Mor Havuç Tarator



Havuçlu tarator olur da mor havuçlusu olmaz mı.Olur. Söz konusu benim mutfağım olduğunda renkli sebzeler alışık olmadık şekilde sofralarda baş köşede yerini alır. Konukların hem gözlerine hem de damaklarına bir ziyafet sunulur, biz bunu neden daha önce düşünemedik sorusu akıllarda, çatal çatal bu lezzetlerin keyfi çıkartılır. Renkli mutfağımda her zaman sürprizler hazırdır.

Mor havuçlu fava ve humustan sonra yoğurtlu bu mezeye de bayılacaksınız.Dilerseniz içine ceviz de ekleyebilirsiniz.




Malzemeler:
2 adet mor havuç
1 diş sarımsak
1 kase yoğurt
1-2 kaşık zeytinyağı
maydanoz veya dereotu(üzeri için)

Havuçları soyup rendeleyin ve çok az su ile(2-3 kaşık su) kısık ateşte haşlayın. Yoğun sarımsak tadı sevmiyorsanız sarımsağı bu aşamada içine ekleyebilirsiniz. Suyunu çeken havuçlar soğuduktan sonra içine sarımsak kattığınız yoğurtla birlikte karıştırın. Servis kasesine alıp, üzerinde biraz zeytinyağı gezdirip, dereotu veya maydanozla süsleyip servis edin.