8 Nisan 2017 Cumartesi

Kazayağı Otlu Alabaş Mücver

Kohlrabi Fritters With Meadow Parsley

Pazar ve marketlerde son yıllarda yeni yeni görmeye başladığımız bu Sputnik benzeri uzaylı sebze nedir allah aşkına diyenlere tanıtalım. Tuhaf görüntüsünden dolayı merak uyandıran bu sebze aslında minik bir vitamin deposu. Turpgiller familyasına ait bu sebze Tiamin, Folat, Magnezyum Fosfor ve lif bakımından zengin olduğu gibi Vitamin C, Vitamin B6, Potasyum, Bakır ve Mangan deposu. 

Yurtdışında kohlrabi denilen bu sebzenin adı almancada şalgam lahanası demek. Karnabahar, brokoli, lahana, brüksel lahanası, karalahana vs bu familyaya ait sebzeler. Yeşil ve mor renkte olan alabaş yeni yeni ülkemizde ekilmeye başlandı. 500 yıl öncesine kadar adı bile bilinmeyen bu sebze ilk kez kuzey Avrupa'da yetiştirilmeye başlanmış. Yumru kısmı ve yaprakları yenen bu sebzenin faydaları anlatmakla bitmiyor. Salatalarda çiğ olarak doğrayıp kullanabileceğiniz gibi, çeşit çeşit yemeklerde de pişirerek kullanabilirsiniz. Tadı lahana ve brokoli arası ve hafif tatlı. Mücveri ise  inanılmaz lezzetli oldu mutlaka denemenizi tavsiye ederim.




Gelelim kazayağına(Oenanthe pimpinelloides).İlk kez 16 yıl önce sevgili Hüseyin Erdoğmuş'un sahibi olduğu ve bugün hala müdavimi olduğum Cunda Balık Lokantasında( şimdi Kalamış Cundalı oldu ismi) yemiş tadına bayılmıştım. Havuç familyasına ait çeşit çeşit otlardan bir tanesi. İngilizce adı Corky-fruited Water-dropwort veya meadow parsley. Körpe yaprakları çiğ olarak yenir veya kavrularak ya da haşlanarak tüketilir.Baharın gelmesiyle birlikte semt pazarlarını çeşit çeşit yabani otlar süslemeye başladı. Rastlarsanız mutlaka alıp denemenizi tavsiye ederim. Kazayağı bulamazsanız onun yerine taze soğan ve maydanoz kullanabilirsiniz. 




















Malzemeler:


1 orta boy patates
2 adet alabaş
50-60 gr kaşar peyniri
1 çay kaşığı kabartma tozu
1/4 bardak süt
2 yumurta 
un (aldığı kadar)
1/4 demet kazayağı otu (maydanoz)
üzeri için Frenk soğanı



Alabaş ve patatesin kabuklarını soyup rendeleyin. Üzerine süt ve yumurtaları ekleyip karıştırın. Üzerine kıvamlı bir karışım oluncaya kadar  kadar un ekleyin. Dolapta bir saat dinlendirin. Tuz ve biberini ekleyip dinlenen hamura gerekiyorsa biraz daha un ekleyin. Kazayaklarını ince dilimleyin karışıma rendelenmiş kaşar peyniri ile birlikte ekleyip iyice karıştırın.

Bir parmak kadar sıvı yağ eklediğiniz geniş bir tavada mücverlerin her iki tarafını da yaklaşık 4'er dakika kızartın. Çok harlı ateşte kızartmamaya özen gösterin, kızaran mücverleri yağını çekmesi için kağıt havlu üzerine alın. Üzerine frenk soğanı serpip yanında taze kazayağı yapraklarını eklediğiniz yoğurt ile birlikte servis edin.


Afiyet Olsun
Gamze Olgun


Bahar Salatası

Spring Salad With Wild Herbs


Bahar bir türlü gelemedi diye hayıflanırken güneş yüzünü gösterdi ve evet bahar nihayet geldi. Semt pazarına gittiğimde sepet dolusu yabani otlar beni karşıladığında en çok bu ayları sevdiğimin farkına vardım. Uzun karanlık ve soğuk kış günlerin ardından gelen bahar hediyeleri ile birlikte geliyor. Isırgan otu, radika, kazayağı, ebegümeci ve enginarlar sepetleri süslemişti.Yine bir orduyu doyuracak kadar malzemeleri arabama yükleyip eve geldim. Otlar tazeyken hemen bir bahar salatası yapmak en doğrusu... 



Malzemeler:

1 demet kazayağı
1 demet radika (hindiba)
100 gr sultani bezelye
1 adet küçük alabaş
1 adet sarı dolma biber
1 adet yeşil dolma biber
1 adet kırmızı biber
1 baş brokoli
1 dal nane
1 adet küçük mor havuç
1 adet enginar
hercai menekşe

sos için:
1 kaşık limon rende
1 adet limon suyu
1 tatlı kaşığı bal
50 ml zeytinyağı
tuz









Sultani bezelye ve minik çiçeklere böldüğünüz brokolileri tuzlu suda haşlayıp buzlu suda tazeleyin. Suların süzülmesi için kağıt havlu üzerine alın. Enginarı ve mor havucu bir mandolin yardımıyla incecik doğrayın. Renkli biberleri ve alabaşı kibrit çöpü buyüklüğünde doğrayın.

Otları bol suda yıyakıp biraz sirkeli suda bekletin. Tekrar yıkayıp süzün ve kurutun. Büyük bir servis kasesine istediğiniz şekilde malzemeleri yayın. Limon suyunu bal ile birlikte iyice çırpın. Tuz ve rende limon kabuklarını ekleyin. Çırpmaya devam ederek zeytinyağını ekleyin. Hazırladığınız sosu salatanızın üzerine dökün. En son taze nane yaprakları ve hercai menekşelerle süsleyin. Dileyen salatasına taze soğan, kırmızı soğan veya peynir rendesi ekleyebilir.









7 Nisan 2017 Cuma

Mor Havuçlu Çavdar Ekmeği

Rye Bread With Purple Carrot

Sabah yine kapalı ve soğuk bir bahar gününe uyandık İstanbul olarak. Evde yaptığım çavdar ekmeğim dün bitti, hava kapalı olunca yürüyüşten vazgeçip ekmek yapmaya karar verdim ve neden renkli olmasın ekmeğim diye düşündüm. Bu kasvetli güne renk katmak lazım. Mor havuçlarımın buzdolabında heyecanla yeni maceralarını beklediklerini biliyordum. Bu sefer un ve maya ile başlayacak serüvenleri sofrada gevrek, lezzetli mor dilimler olarak sonlanacaktı. 

1980'lerden kalma Braun marka katı meyve sıkacağında havuçların suyunu çıkararak işe koyuldum. Cem Yılmaz'ın radyolardaki son reklam spotunda bahsettiği çamaşır makinesini aratmadığını söyleyebilirim. İkinci dilimden sonra sabit tutmak epey zor oldu makineyi. Sarsıntının şiddetinden kendi de arada baygınlık geçirip durduğu zaman verdiğimiz molalarla beraber yaklaşık beş dakikalık işi yarım saatte bitirdik. Yaş mayam bittiği için onun yerine kuru maya kullanacağımdan dolayı mayayı biraz un eklediğim sütte bekletip yarım saat mayalandırmış oldum bu sürede. Mutfakta planlama, zamanı randımanlı kullanma işin püf noktası;) Neden yeni bir katı meyve sıkacağı almıyorsun diye soranlara mutfak robotumun böyle ek bir özelliğinin zaten olduğunu ancak açmadan kütüphanenin üst katlarına yerleştirdiğim paketi bulup, açıp, birleştirip çalıştırmaya üşendiğimi söylemeliyim. Hem anılar önemli, hem bizler de ihtiyarlıyoruz. Yadigar makinemin kendisini elinde on maharet yeni nesil bir mutfak robotuyla yer değiştirilmiş,işe yaramaz, köşeye atılmış hissetmesini istemedim. Ekmeğimin güzel rengini kendisine borçlu olacağım neticede.

Gevrek bir ekmek için yine döküm tencere kullanacağım. Fırının ısısını açarken kapağı kapalı bir şekilde döküm tenceremi de fırına yerleştirip ekmeği hazırlamaya başladım.










Malzemeler:
350 gr un
160 gr çavdar unu
100 gr tam buğday unu
18 gr kuru maya
12 gr tuz
20 gr tereyağ
6 gr şeker
75 ml süt
120 ml mor havuç suyu
175 ml su





Yarım paket kuru mayayı 75 ml süt ve 25 gr unla birlikte karıştırıp oda sıcaklığında kabarması için bekletin.Tereyağını eritin ve kenara alın. Havuçların suyunu sıkın.

Kalan malzemeleri bu karışımla beraber karıştırın, stand mikserde kanca yardımıyla orta hızda yaklaşık 6 dakika hamuru çevrin.(veya elde hamuru en az 10-15 dakika yoğurabilirsiniz) Son 3 dakika hızlı çevirip biraz un serptiğiniz tezgaha hamuru alın. Biraz yoğurup, altını unladığınız genişçe bir kaba alıp üstünü streç filmle kapatın 1 saat mayalanmaya bırakın.

Bir saatin sonunda hamuru 5 dakika daha yoğurun ve altına un ve biraz irmik serptiğiniz kurek yada tahtanın üzerinde yarım saat mayalanmaya bırakın.

Döküm tencerenizi 220 C ısıttığınız fırına yerleştirip kapağını kapatın ve iyice ısıtın.(Bu işlemi ekmek mayalanırken yapabilirsiniz) Hamur kabardığında döküm tencerenizi dikkatlice fırından çıkarın. Kapağını açıp ekmek hamurunu içine ellerinizi yakmamaya özen göstererek kaydırın. (dilerseniz bu işlemi yağlı kağıt üzerinde de yapabilirsiniz. Sadece sıcak tencereye yerleştirdiğiniz ekmeğin kenarlarının kağıtla temas edip pişerken şeklini bozmamasına özen gösterin )

Üzerine biraz çavdar unu serpin. Şablon yardımıyla da un serpebilirsiniz. Ben şablonu son anda elde hazırladım ancak bir dahaki sefere daha güzel bir desen için biraz daha uğraşacağım. Üzerini kesin ,kapağı kapatıp fırına yerleştirin ve bu şekilde yaklaşık 20 dakika ekmeğinizi pişirin.Döküm tencerenizin derin olmasına özen gösterin aksi takdirde hamur pişerken kapak yüzünden kabaramayıp sıkışacaktır. ilk denememde olduğu gibi:( .. 

20 dakika sonunda kapağı açıp bir 20-25 dakika daha ekmeğiniz iyice kızarıncaya kadar pişirin. Ekmek piştiğinde bir ızgara üzerinde yarım saat soğumasını bekleyin. İşin en zor kısmı bu olsa gerek zira ben bile kendimi zor tuttum, dilimlerin rengini görmek için.

Afiyet Olsun 













4 Nisan 2017 Salı

Balkabağı & Lor Peynirli Mor Lahana Dolması


Red cabbage Stuffed With Roasted Pumpkin & Ricotta Cheese

Bugüne kadar hiç mor lahana dolması* yediniz mi? Her türlü lahananın dolmasını yapıyoruz da mor lahanayı sadece salatalarda kullanmaktan sıkılmadık mı? Bu kadar güzel renkli ve lezzetli bir sebzeyi sadece salatalarda kullanmak ona büyük haksızlık. Mor renk en favori rengim olduğundan mutfağımda mor havuç ve mor lahana eksik olmaz. Mesleğimden dolayı renkleri tabaklara taşımaya, sıcak soğuk renkleri bir araya getirmeye bayılıyorum. Bu tarif de böyle doğdu diyebilirim. Mor ve turuncu. Birbirini tamamlayan zıt renkler tabakta bir renk cümbüşüne, görsel bir şölene dönüşüyor. Ne kadar lezzetli ve aynı zamanda sağlıklı bir yemek olduğunu eklememe gerek var mı?





(*Bu günlerde dolma mı sarma mı savaşları sürüp gidiyor. Herkes sarma kelimesinin doğru olduğunu iddia edip dolma kelimesi kullananları neredeyse aforoz ediyor. Merak edip biraz araştırdım. Araştırdım derken Osmanlı Saray mutfağında bu yemeklere ne deniyordu onu öğrenmek istedim. İşin doğrusu da bu olurdu değil mi? Neticede yaprak da pazı da sarsanız yine aynı kabak vs de olduğu gibi sebzenin içini dolduruyorsunuz. Yöntem adını değiştirmez. Osmanlı Mutfağında  bu tür yemeklere dolma deniyor sarma ise bağırsak, kuzu gömlek yada et dövülüp inceltilerek yapılan yemeklere deniyordu.)Link en altta

(** Yemeğe olan merakımı tetikleyen en büyük faktörlerden biri o yosun yeşili 5 ciltlik Altın tabak serileridir. Kitapta geçen Yaprak ve Lahana Dolması tariflerine en alttan ulaşabilirsiniz)12/2019





Malzemeler:
1 adet mor lahana
2 adet taze soğan
200 gr kahvaltılık lor peyniri
300 gr balkabağı
2 diş sarımsak
2 kaşık balsamik sirke
1 kaşık karaman kimyonu
1 tatlı kaşığı muskat
Tuz & karabiber

Beşamel sos:
400 ml süt
1/2 soğan
1 defne yaprağı
1 karanfil
1 çay kaşığı muskat
2 kaşık un
2 kaşık tereyağ
tuz&karabiber
100-200 gr rende kaşar peyniri







Derin bir tencerede kaynayan tuzlu suda mor lahanayı tüm olarak haşlamaya başlayın.Balkabağı dilimlerini bir fırın tepsisine dizin. Üzerine tuz serpin. Zeytinyağı ve balsamik sirke gezdirin. Önceden ısıtılmış 180 C fırında balkabaklarını pişirin.


Haşlanan mor lahanayı arada dikkatlice kaynar sudan çıkarıp dış yapraklarını parçalamadan soyun. Mor lahanayı kalan yaprakların kolayca soyulması için tekrar kaynayan suya alın. Ve bu işlemi tekrarlayın. Dış yaprakları tamamen çıkardığınızda tekrar yaprakları yumuşamaları için aynı suya koyun ve yaklaşık 5-10 dakika kaynatın. 

Defne yaprağını karanfil tanesinin yardımıyla soğana saplayıp sütle beraber bir taşım kaynatın ve soğuması için kenara alın.

Pişen balkabaklarını robotta sarımsak ve baharatlarla bir iki dakika çevirin. Lor peyniri ve ince dilimlenmiş taze soğanı ekleyin. Harcınız hazır.




Mor lahana yapraklarının damarlı kısımlarını kesip içlerini harçla doldurun. Isıya dayanıklı bir fırın kabına yerleştirin. Beşamel sosunuzu hazırlayın.

Sos tenceresinde erittiğiniz tereyağına unu ekleyip 40-50 saniye kavurun. Sütün 1/3’ünü kavrulan una ekleyip bir çırpıcı yardımıyla hızla çırpın.Karışım homojen olduğunda kalan sütü ekleyip, çırpmaya devam edin. Sos hafif kaynamaya başladığında ateşten alın.

Sardığınız mor lahanalara beşamel sosunu dökün. Kalan sosu pişen lahanalarla beraber servis edeceğiz. Kaymak bağlamaması için üzerini streç filmle kapatın. (Streç film sos ile temas halinde olsun)

Üzerine rendelediğiniz kaşar peynirini ekleyip 170 C fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirin.
Afiyet Olsun










**






3 Nisan 2017 Pazartesi

Mor Havuçlu Fava



Favayı çok severim. Rakı sofralarının favorisi,mezelerin her şekle giren alımlı prensesidir. Kalıplarda soğutularak ters çevrilir, yada baklava şeklinde kesilmiş dilimler olarak getirilir önümüze. Bazen kızarmış ekmekle birlikte sıcak sıcak servis edilir. Soğuk, sıcak her türlüsü lezzetli bir mezedir. Bazen havuç rendeleyerek yaptığım da olur favayı. Bu renkli dönemimde neden mor havuçla şahane mor bir fava denemiyorum dedim. Sadece renkli yemekler icat etmek değil mesele, tat ve lezzet uyumu da önemli. Yemek pişirirken havucu nerde kullanıyorsanız mor havucu da aynı şekilde kullanabilirsiniz. Lezzetinin yanında muhteşem bir renk kattığı gibi yemeklere, bazen de yemeklerin rengini bozabiliyor. Berrak bir tavuk çorbası istiyorsanız eğer  mor havuç kullanmayacaksınız  elbette:)Aslında havucun orjinali mor renk. Bitki sonradan uğradığı bir mutasyon sonucu turuncu, sarı rengi almış.


Osmanlılar döneminde de sevilerek yenen fava Orta Doğu'da 8000 yıl boyunca ekilen ve ordan  Avrupa'ya yayıldığı düşünülen, mercimek nohut gibi en eski sebzelerden.





Malzemeler:
250 gr kuru bakla
2 adet orta boy kırmızı soğan
1 kaşık şeker
2 adet mor havuç
tuz&karabiber
yarım bardak zeytinyağı
üzeri için:
taze bakla içi
dereotu
ince dilimlenmiş kırmızı soğan




Baklaları geceden soğuk suda bekletin. İri doğradığınız soğanlarla beraber üzerlerini iki parmak geçecek kadar su koyduğunuz tencerede yumuşayıncaya kadar pişirin. Tuz, karabiber ve şekerini ekleyip blenderdan geçirin. Havuçları yıkayıp soyun. Doğrayın ve az su ile haşlayın. Yumuşayan havuçları blenderdan geçirip bakla ile karıştırın. Zeytinyağını ekleyin. Dilediğiniz servis kaplarına alıp, buzdolabında 5-6 saat bekletin. Üzerlerini dereotu kırmuzu soğan ve taze bakla içi ile süsleyip servis edin. Afiyet Olsun



25 Mart 2017 Cumartesi

Balkabağı ve Lor peynirli Rulo Lazanya







Domates sosu bol, peyniri sünen sıcacık bir tabak kıymalı lazanyayı kim sevmez. Kalabalık yemek davetlerinin vazgeçilmezi, hem doyurucu hem de lezetli. Ama farklı malzemelerle lazanya pişirmek istiyorsanız ve kat kat lazanyadan da sıkıldım artık diyorsanız bu bal kabaklı ve lor peynirli rulo lazanyalar tam size göre.









Malzemeler:
300 gram bal kabağı
200 gram kahvaltılık lor peyniri
8-10 adet lazanya yaprağı
2-3 diş sarımsak
1 adet orta boy soğan
1 dal dereotu
1 dal taze soğan
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı kişniş
tuz & karabiber

Beşamel sos için:
300 ml. süt
1 adet defne yaprağı
1 adet karanfil
1 çay kaşığı muskat rendesi
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı tereyağı
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz&karabiber
100-200 gram rendelenmiş kaşar peyniri













Bal kabaklarını sarımsaklar ve ince küp şeklinde doğradığınız soğanlar ile beraber az suda haşlayın. Pişen bal kabaklarını püre haline getirin.Soğuduktan sonra lor peyniri, ince dilimlenmiş taze soğan ve dereotunu ekleyip karıştırın. Baharatlar, tuz ve karabiberini ekleyin. Defne yaprağını karanfil tanesinin yardımıyla soğana saplayıp sütle beraber bir taşım kaynatın ve soğuması için kenara alın.

Lazanya yapraklarını geniş bir tencerede kaynayan suyun içinde yumuşayıncaya kadar pişirin. Kenara alın.




Soğuyan lazanya yapraklarına harcınızı sürün ve rulo yapıp ısıya dayanıklı bir fırın kabına yan yana dizin.Sos tenceresinde erittiğiniz tereyağına unu ekleyip 40-50 saniye kavurun. Sütün 1/3’ünü kavrulan una ekleyip bir çırpıcı yardımıyla hızla çırpın.Karışım homojen olduğunda kalan sütü ekleyip, çırpmaya devam edin. Sos hafif kaynamaya başladığında ateşten alın. Hazırladığınız beşamel sosu lazanya rulolarının üzerlerine dökün.

Rende kaşar peynirini ekleyip, üzerine biraz zeytinyağı gezdirip 170 derecede ısıtılmış fırında üzeri nar gibi kızarıncaya kadar pişirin.
Çıkarıp sıcak sıcak servis edin.



23 Mart 2017 Perşembe

Şam Fıstık Ve Cranberry'li Kurabiye









Bahar geldi derken güneş birkaç gündür yüzünü göstermek konusunda epey nazlı. Havalar tam ısınmaya başlamışken birden kasvetli,soğuk ve yağmurlu bir İstanbul motivasyonumu düşürdü. Yataktan çıkmadan kitap okuma, dizi yada film izleme havası. Uzun zamandır izlemediğim dizilere göz attım sabah, bir sezonu bitiririm yataktan çıkmadan diyordum kendi kendime, gelen maillere gözüm takılana kadar. Tatlıya düşkünlüğüm çok yoktur, hele kurabiye canım hiç çekmez ne yalan söyleyeyim. Senede bir kez pişirdiğim yılbaşı kurabiyelerinin de icing'le yapılan süslemeleri olmasa elimi bile sürmem bundan emin olabilirsiniz. Zaten üzerlerini süslemek ve sonrasında minik renkli kurdelalarla paketleyip eşe dosta dağıtmak işin en zevkli kısmı.

Tatlı mı turşu mu derseniz yanıtım turşu olur varsa yanına bir de hamburger. Yemeğin üstüne tatlı pek yemem, tatlı olarak ne alırsınız diye sorarlarsa da varsa bir porsiyon daha yemek alayım olur yanıtım. Ama mailde gelen fotoğraftaki beyaz kurabiyelerin üzerindeki fıstık yeşili ve pembe noktalar herşeyi bir anda değiştirdi. İçime bahar doğdu sanki, pijamalarımdan sıyrılıp mutfağa koştum. Önce kahvemi yaptım sonra da kurabiyelerimi. Un paketini açarken olmadı bir de ekmek yapayım bugün dedim. Bir yandan çavdar ekmeğinin hamurunu hazırladım diğer yandan da shortbread kurabiyelerin hamurunu.









Shortbread İşkoçların ünlü tereyağlı kurabiyesidir. İçindeki malzemeler sadece un, tereyağ ve şekerden oluştuğu için oldukça zengin, ağızda dağılan lezzetli bir kurabiyedir. İçerdiği bol miktarda tereyağından dolayı eskilerde sadece düğünlerde sunulan bu lezzetli kurabiyeleri farklı malzemeler ekleyerek pişirebilirsiniz. Ağızda dağılmasının sebebi hamurda su olmaması. Böylece gluten devreye girmiyor, yumuşacık ağızda dağılan nefis lezzette tereyağlı bir kurabiyeye dönüşüyor.



Malzemeler:
150 gr un
1 gr tuz
65 gr şeker
115 gr tereyağ 
(%82 oranında yağ içeren tereyağını tavsiye ederim)
60 gr antep fıstığı
60 gr kurutulmuş cranberry(turna yemişi)

Tereyağı oda sıcaklığında yumuşamış olmalı. Mikser yada makinenizde önce tereyağını çırpın (1 dakika) şekeri ekleyin ve karıştırmaya devam edin (2-3 dakika) Unu ekleyin, karıştırmaya devam edin ve en son fıstık ve hafif unladığınız kuru meyveleri ekleyin. Karışımı streç filmin üzerine alıp sarın ve dolapta 1 saat dinlendirin.

Hamuru 4,5-5cm lik silindir haline getirip streç filme sarıp tekrar dolapta bir iki saat dinlendirin. Fırını 160 C'ye getirin. Tepsinize yağlı kağıt serin. Rulodan yarım santimlik silindirler kesip tepsiye aralarında 3-4 cm boşluk bırakarak dizin. 15 dakika pişirin. Yarı zamanda tepsiyi çevirin. Daha gevrek kurabiyeler için 5 dakika daha pişirebilirsiniz. Ancak orjinal shortbread kurabiyeler kızarmadan beyaz servis ediliyor, böylece yumuşak ve ağızda dağılan dokuyu elde ediyorsunuz. Bu bilgi de aklınızda olsun.

20 adet kurabiye elde edeceksiniz. Bu kime yeter derseniz eğer orjinal tarifteki gibi malzemeleri 2 ile çarpabilirsiniz. İster artan kurabiye hamurunu, ister pişirdiğiniz ve fazla gelen kurabiyeleri streç filme sarıp bir kabın içinde dondurabilirsiniz. 

Afiyet Olsun













Döküm Tencerede Çavdar Ekmeği




Evde ekmek yapmanın ve  hamurla vakit geçirmenin iyileştirici etkileri olduğunu düşünüyorum. İlk buğday hasadından bu yana geçen 11.000 yılda çok güçlü ve derin bir bağ oluştu ekmek ile aramızda. Bugüne kadar hiç ekmek yapmamış olsanız da ilk denemenizde ne demek istediğimi anlayacaksınız. 



Fırınınızda kullandığınız fırın taşınız yoksa ekmeği gevrek pişirmek bazen zor olabiliyor, üstü çok pişerken altı pişmemiş kalabiliyor. içi yumuşak dışı gevrek o bayıldığımız çeşit çeşit ekmekler çok yüksek ısılı profesyonel fırınlarda yada eski usül odun fırınlarında pişiriliyor. Sıcaklık ev fırınlarında elde edeceğimiz sıcaklıkların çok üzerinde. Bu yüzden evde pizza ve ekmek pişirmeyi seviyorsanız bir desteğe ihtiyacınız olacak. Fırınınızın ölçüsünde bir fırın (pizza)taşı kestirebilirsiniz. Yada bugün size tarifini vereceğim gibi demir döküm tencerede gevrek bir ekmek pişirebilirsiniz. Demir döküm tencere ve tavalar mutfağımda en sık kullandıklarım. Ağır oldukları doğru ancak hem sağlıklı, hem de ısıyı eşit dağıttıklarından dolayı yemek pişirirken mutfakta işimi çok kolaylaştırıyorlar.







Malzemeler:
350 gr un
160 gr çavdar unu
100 gr tam buğday unu
12 gr yaş maya
12 gr tuz
12 gr tereyağ erimiş
30 ml süt
350 ml su




Tüm malzemeleri karıştırın, stand mikserde kanca yardımıyla orta hızda yaklaşık 6 dakika kanca yardımıyla hamuru çevrin.(veya elde hamuru en az 10-15 dakika yoğurabilirsiniz) Son 3 dakika hızlı çevirip biraz un serpttiğiniz tezgaha hamuru alın. Biraz yoğurup, altını unladığınız genişçe bir kaba alıp üstünü streç filmle kapatın 1 saat mayalanmaya bırakın.

Bir saatin sonunda hamuru 5 dakika daha yoğurun ve altına un ve biraz irmik serptiğiniz kurek yada tahtanın üzerinde yarım saat mayalanmaya bırakın.

Döküm tencerenizi 220 C ısıttığınız fırına yerleştirip kapağını kapatın ve iyice ısıtın.(Bu işlemi ekmek mayalanırken yapabilirsiniz) Hamur kabardığında döküm tencerenizi dikkatlice fırından çıkarın. Kapağını açıp ekmek hamurunu içine ellerinizi yakmamaya özen göstererek kaydırın. Üzerine biraz çavdar unu serpin. Keskin bir bıçak yardımıyla üzerini kesin.Kapağı kapatıp fırına yerleştirin ve bu şekilde yaklaşık 30 dakika ekmeğinizi pişirin.Döküm tencerenizin derin olmasına özen gösterin aksi takdirde hamur pişerken kapak yüzünden kabaramayıp sıkışacaktır.


20 dakika sonunda kapağı açıp bir 25-30 dakika daha ekmeğinizi iyice kızarıncaya kadar pişirin. Sonuç resimde gördüğünüz gibi kalın kabuklu altı da üstü de güzelce kızarmış gevrek, içi yumuşak bir ekmek..